Still no justice for Kavala and the Gezi defendants
Osman Kavala not released despite looming infringement proceedings on Turkey
PEN Norway is alarmed at today’s interim decision in the Gezi Park/Çarşı hearing at Istanbul’s 13th High Criminal Court to continue the detention of entrepreneur and rights activist Osman Kavala. Such a decision comes as no surprise in this politically-motivated, absurdist case, which has lasted for 4 years and during which time Kavala has suffered serious violations of his European Convention-enshrined rights of liberty and security and the right to a fair trial.
‘This decision to keep the innocent Osman Kavala in prison, at the risk of Turkey being removed from the Council of Europe, is hard to fathom,’ said Agnete G. Haaland, Vice President of PEN Norway. ‘That is the price Turkey will pay for ignoring the rulings of the European Court and the Committee of Ministers. We continue to call for the acquittal of all Gezi Park defendants and for the immediate release of this important civil society figure in Turkey who has suffered a form of judicial torture during these long and, unfounded legal proceedings.’
The court ruled today to lift judicial measures for two of the Çarşı football supporters, with whom the Gezi Park case is merged, but denied the businessman and rights activist Osman Kavala his release, despite the threat of impending infringement proceedings against Turkey, which would force the onset of infringement proceedings leading to expulsion from the Council of Europe.
The civial society figure, businessperson and human rights campaigner Osman Kavala was first arrested in November 2017 on suspicion of having funded and organised the spontaneous Gezi Park protests that took place in the summer of 2013. He has remained in detention in Silivri prison, Istanbul, ever since. This is despite the fact that he and the majority of his fellow defendants were acquitted of all charges in February 2020. Kavala was re-arrested immediately upon his release in relation to allegations of espionage. He has now served 4 years in prison in relation to this case.
Besides Osman Kavala, there are 51 other defendants in the case, including NGO workers, lawyers, film makers and architects. Defendant and lawyer Can Atalay said as part of his defence statement today:
‘Your indictment is the historical thesis of the ruling political party, thus it is not a legal text, but a political statement.’
On 10 December 2019 the European Court of Human Rights ruled for the release of Osman Kavala, claiming that his detention was a violation of his rights to liberty and security and further was motivated by political reasons and therefore constituted a violation of Article 18 of the European Convention on Human Rights. Despite European Court decisions taking precedence over all domestic jurisdiction, the Ministry of Justice did not enforce the decision.
On 2 December 2021, the Committee of Ministers in Strasbourg ruled that Turkey had failed to uphold its obligations under Article 46 of the European Convention on Human Rights to execute the judgements of the European Court of Human Rights. The Committee allowed until the 19 January, 2022 for Turkey to respond, with formal notice of the beginning of infringement proceedings due to be served on 2 February 2022.
‘It is terrible to say that we are not surprised by the court’s decision in Istanbul today,’ said PEN Norway Turkey Adviser Caroline Stockford. ‘Our reports into the indictments in the Gezi trial and the ensuing espionage case against Kavala prove that there in no crime, evidence or even reasonable suspicion of guilt. This is not a legal case, this is a hostage situation. PEN Norway have observed the vast majority of the hearings in this trial and we have witnessed first-hand the absolute disregard for the rule of law, for Turkey’s own Constitution, for the European Convention and for the decisions of the Committee of Ministers. This is wilful dissent by a country that signed the Convention in 1953 has resulted in the judicial harassment of all defendants and has cost an innocent man 4 years of his life and freedom. Kavala must be freed immediately.’
The next hearing in the case is due to take place on 21 February 2022.
Kavala ve Gezi saniklari için yine adalet yok
Osman Kavala Türkiye hakkında başlamış olan ihlal prosedürüne rağmen tahliye edilmedi.
PEN Norveç, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Gezi Parkı/Çarşı duruşmasında girişimci ve hak savunucusu Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına ilişkin bugün verilen ara karardan ötürü endişe duymaktadır. 4 yıl süren ve Kavala’nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile güvence altına alınan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ve adil yargılanma hakkının ağır şekilde ihlal edildiği bu siyasi saikli, absürd davada böyle bir karar verilmesi sürpriz olmadı.
PEN Norveç Başkan Yardımcısı Agnete G. Haaland, “Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden çıkarılması riskini göze alarak masum Osman Kavala’yı cezaevinde tutma kararının anlaşılması zor” dedi. Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Bakanlar Komitesi’nin kararlarını dikkate almamasının bedeli budur. Tüm Gezi Parkı sanıklarının beraatini ve bu uzun ve mesnetsiz davalarda bir tür yargısal işkenceye maruz kalan Türkiye’deki bu önemli sivil toplum figürünün derhal serbest bırakılmasını talep etmeye devam ediyoruz.”
Mahkeme bugün Gezi Parkı davasının birleştirildiği Çarşı futbol taraftarlarından ikisi hakkındaki adli control kararlarının kaldırılmasına karar verdi, ancak iş insanı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala’nın Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nden ihraç edilmesine yol açabilecek şekilde ihlal sürecinin başlatılması riskine rağmen Kavala’nın tahliyesi yönündeki taleplerini reddetti.
Sivil toplum figürü, iş insanı ve insan hakları savunucusu Osman Kavala, 2013 yazında gerçekleşen spontan Gezi Parkı protestolarını finanse ve organize ettiği şüphesiyle ilk olarak Kasım 2017’de tutuklandı. O tarihten buy ana kendisi İstanbul’da kurulu Silivri Cezaevi’nde tutuklu. Şubat 2020’de kendisi ve diğer sanıkların çoğu tüm suçlamalardan beraat etmiş olmasına rağmen, Kavala tahliye edildikten hemen sonra bu kez casusluk iddialarıyla yeniden tutuklandı. Bu yargılamalarla ilişkili olarak 4 yılını hapishanede geçirdi. .
Osman Kavala’nın dışında dava dosyasında NGO çalışanları, avukatlar, film yapımcıları ve mimarlar da dahil olmak üzere 51 sanık daha bulunmakta. Sanık ve avukat Can Atalay bugün savunmasında şu ifadelere yer verdi:
‘İddianameniz siyasi iktidarin tarih tezidir; hukuki değil, siyasi bir metindir”.
10 Aralık 2019’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Osman Kavala’nın tutukluluğunun özgürlük ve güvenlik haklarının ihlali olduğunu ve tutuklanmasının siyasi bir motivasyona dayandığını ileri sürerek kendisinin serbest bırakılmasına hükmetti. Mahkemenin kararları tüm yerel yargı yetkisine göre öncelikli olmasına rağmen, Adalet Bakanlığı kararı uygulamadı.
2 Aralık 2021’de Bakanlar Komitesi Strazburg’da, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 46. maddesi kapsamında düzenlenen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarını yerine getirme yükümlülüklerini yerine getirmediğine karar verdi. Komite, Türkiye’ye 19 Ocak 2022 tarihine kadar cevaplarını bildirme süresi tanıdı ve ihlal prosedürünün resmi bildiriminin 2 Şubat 2022’de başlayacağı da bildirilidi.
PEN Norveç Türkiye Danışmanı Caroline Stockford, “Bugün İstanbul’da verilmiş olan mahkeme kararına şaşırmadığımızı söylemek dahi korkunç” dedi. Gezi davasındaki iddianamelere ve ardından Kavala aleyhine açılan casusluk davasının iddianamesine ilişkin raporlarımız ortada hiçbir suç, delil ve hatta makul bir şüphenin dahi bulunmadığını kanıtlıyor. Bu hukuki dayanakları olan bir yargılama değil, bir rehine durumu ile karşı karşıyayız. PEN Norveç, bu davada kapsamında görülen duruşmaların büyük çoğunluğunu gözlemledi ve hukukun üstünlüğü prensibinin, Türkiye’nin kendi Anayasasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ve Bakanlar Komitesi kararlarının mutlak surette hiçe sayıldığına birinci elden tanık olduk. Bu, 1953’te Sözleşme’yi imzalayan bir ülkenin kasıtlı bir muhalefetidir ve tüm sanıkların yargısal taciziyle sonuçlanmış ve masum bir insanın 4 yıldır yaşamına ve özgürlüğüne mal olmuştur. Kavala derhal serbest bırakılmalıdır.’
Yargılamanın bir sonraki duruşması 21 Şubat 2022 tarihinde görülecek.
For more information or press inquiries, please get in touch with:
Siri Berge Engerud
siri@norskpen.no