PEN Norveç Kürt basınına yönelik yargılamayı yakından izliyor

PEN Norveç Türkiye Danışmanı Caroline Stockford, 8 Haziran 2022’de gözaltına alınmalarından bu yana on beşi tutuklu olarak yargılanan 18 Kürt medya emekçisinin yargılandığı davanın ilk duruşmasını izlemek üzere 11 Temmuz 2023 tarihinde Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hazır bulundu.

Duruşma, savunma avukatlarının oturabileceği bir yer bulunmayan aşırı kalabalık bir mahkeme salonunda gerçekleşti.  Tutuklu 15 sanığın tamamı 09.45’ten hemen sonra kelepçeli olarak salona alındı.  Tutuksuz yargılanan üç sanık da duruşmada hazır bulundu. Usul açısından bakıldığında, mahkeme salonunda mikrofonların olmaması, duruşmayı gözlemlemek için gelenlerin savunmaları ve hazır bulunanların beyanlarını takip etmelerini zorlaştırdı.

MLSA, Bianet, Jin News, Yeni Yaşam, RSF, Türkiye Gazeteciler Sendikası gibi medya ve insan hakları örgütlerinin ve birçok başka STK’nın temsilcileri duruşma salonunda hazır bulundu. Ayrıca  CHP ve HDP’den milletvekilleri de duruşmayı takip etti. Ancak duruşmayı izleyenler arasında herhangi bir diplomat yer almadı.

İlk sanık gazeteci Serdar Altan, savunmasını Kürtçe yapmayı tercih eden çok sayıda kişiden biriydi. Altan için bir tercüman sağlandı. Bir buçuk saatten daha uzun süren savunma, basın özgürlüğü ve Kürt medyası ve kültürü üzerindeki baskılara ilişkin bir ders niteliğindeydi. Altan, mahkeme başkanının eşi tarafından hazırlandığını öğrendiğimiz 700 sayfanın üzerindeki iddianamenin siyasi bir metin olduğunu belirtti ve doğudan ve batıdan farklı şeyler cımbızlanarak oluşturulduğunu ifade etti. Altan; “yüzlerce sayfalık iddianamede suç unsuru arıyorum ama yok” dedi. Savunmasının devamında Altan şöyle dedi: “Özgür basın özgür toplumun sigortasıdır. Biz objektif yayıncılık yaptık, yandaş olmadık, kimseye taraf olmadık. Biz emekçilerin, ekolojistlerin, Kürtlerin ve tüm ezilenlerin sesi olduk”.

Altan’ın akabinde Ömer Çelik ve Mehmet Ali Ertaş’ın savunmalarına geçildi. Ertaş savunmasında, “”Anadilde Kürtçe yayın yapan Xwêbun gazetesinin Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olarak gözaltına alınarak tutuklanmam Türkiye için bir utançtır. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Uluslararası seyahatlere çıktığında koltuğunun altına Kürt gazete alarak Türkiye’de demokrasi olduğunun kanıtı olarak gösteriyor. Ancak biz Kürtçe yayın yapan gazeteden dolayı örgüt üyesi olarak yargılanıyoruz. Bu bizde şaşkınlık yaratıyor” dedi.

İlk gün söz alan son sanık Gazeteci Mehmet Şahin oldu. Duruşmaya katılan, ifade özgürlüğü ve özgür basını destekleyen herkese teşekkür ederek savunmasına başlayan Şahin; devamında gazetecilik faaliyetlerinin kriminalize edildiğini ve bu yolla suç yaratılmahya çalışıldığını belirtti. Şahin “iddianame, gazetecilik faaliyetlerinden başka bir şeyden söz etmiyor” dedi ve “iddialar, farazi, yorum ve kanaate dayandırılıyor” diye ekledi. Şahin iddianamenin delil olmaksızın ve dosyaya 6 ay sonra eklenen gizli tanıklarla hazırlandığını vurguladı.

Yargılama 12 Temmuz 2023 tarihinde devam etti. Her ne kadar duruşma 15 tutuklu sanığın tamamının adli kontrol mekanizmalarına tabi tutularak tahliyesi ile sonuçlanmış olsa da, PEN Norveç gazetecilere yönelik suçlamaların bir an önce düşürülmesi ve sanıkların tamamının beraat etmesi gerektiğinin altını çizmekte ve Türkiye’de çoğulcu bir medya ortamının inşasının sağlanması gerekliliğini savunmaya devam etmektedir.

PEN Norveç Türkiye İddianame Projesi kapsamında özel olarak bu yargılamanın iddianamesi üzerine çalışan PEN Norveç Türkiye Hukuk Danışmanı Av. Ceren Uysal,  “728 sayfalık bir iddianamede, şüpheliler ile ilgili bölüme 346. sayfada geçiliyor. Ama bu içler acısı duruma rağmen Kürt gazeteciler Haziran 2022’den beri tutuklu. Tutuklu yargılanmalarını, iddianamedeki mesnetsiz suçlamaları açıklayabilecek hiçbir hukuki gerekçe de yok. Bu dosya ve ardından Kürt gazetecileri hedef alan diğer operasyonlar, asıl amacın Kürt basınını susturmak ve baskı altına almak olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

PEN Norveç, Kürt gazeteciliğini sindirmeye yönelik faaliyetleri yakından izlemeye devam edecek ve Eylül 2023’te “Mahkeme Salonunda Kürtçe Dil Hakkı” raporunu yayımlayacak. Taslağı Mayıs 2023’de Avrupa Parlamentosu’nda sunulan rapor, mahkemelerde Kürt sanıklara ve onların savunmalarını anadillerinde yapma taleplerine karşı endişe verici bir önyargı olduğunu ortaya koymakta.

PEN Norveç Türkiye Danışmanı dava ile ilgili olarak şunları söyledi: “Sanıkların hepsi siyasi birer rehine. Böyle bir dava Türkiye yargısı için utanç verici. Bu yargılama açık ki, Türkiye’nin tarihi seçimleri önöcesi Kürt basınını paralize etmeye yönelik açık bir girişimdir. Aynı zamanda medyanın önemli seslerinin  bu şekilde susturulmaya çalışılması, gazeteci olarak çalışma hakları ile özgürlük ve güvenlik haklarının ihlalidir. Kürt olmayan gazetecilere karşı bu aynı uygulamayı gözlemlemiyoruz. Bu bariz ayrımcılıktan ve Türkiye’de Kürtler’in sesini temsil eden basını susturmaya yönelik yasadışı girişimlerden endişe ve rahatsızlık duyuyoruz.