Posts

Prof. Dr. Fincancı’ya Yine Tahliye Yok

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı ve adli tıp uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı’nın “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Fincancı’nın avukatları hakkaniyetli ve objektif bir yargılama olmadığını söyleyerek mahkeme heyetini reddetti. Mahkeme da bu talebi reddederen, Fincancı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Korur Fincancı, Ekim 2022’de Avrupa’da yayın yapan Kürt televizyonu Medya Haber’de TSK’nin Irak Kürdistan Bölgesi’nde yürüttüğü askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin yayınlanan görüntüleri değerlendirmesinin ardından, önce sosyal medyada hedef gösterilmiş, ardından da tutuklanmıştı.

 

Fincancı’ya jandarma çemberi

 

Fincancı salona 7 jandarma eşliğinde getirildi; 5 jandarma duruşma boyunca Fincancı’nın etrafında çember oluşturdu.

80’in üzerinde avukat Fincancı’yı savunmak için hazır bulundu. Çok sayıda, hekim, hak savunucusu ve gazetecinin yanısıra, İsviçre ve AB delegasyonundan temsilciler, Almanya Başkonsolosu, HDP eşbaşkanı, HDP ve CHP’li milletvekileri de duruşmayı takip etti. Duruşmaya gelenler salona sığmadı.

Avukat Meriç Eyüboğlu, adil yargılanma hakkının korunabilmesi için duruşmanın daha büyük bir salona alınmasını talep etti. Batman Baro başkanı Erkan Şenses ise Fincancı’ya yönelik üç avukat sınırının hukuka aykırılık olduğunu ifade etti. Darbe girişimi sonrasında yasalaşan bu sınırlamanın, örgüt propagandası yargılaması için geçerli olmadığını ifade etti.

Savcılık, önceki duruşmadaki mütalaasını tekrar etti. Geçtiğimiz duruşma katılma talebi reddedilen Milli Savunma Bakanlığı avukatı, bu  duruşmaya da gelerek talebini tekrar etti. Talebi bir kere daha reddedildi. Bakanlık avukatı, savunma avukatları arasında oturarak duruşmayı takip etti. Fincancı’nın avukatlarının bir kısmı kalabalıktan salona giremediği için bu duruma itiraz etti ancak hakim “salonda kimin bulunacağına kendisinin karar verdiğini” söyleyerek bu itirazı reddetti.

 

Fincancı: Akciğer hasarının nasıl bir propaganda etkisi olduğunu merak ediyorum

Avukatların usule ilişkin itirazlarının ardından Fincancı’nın beyanına geçildi. Fincancı, yaptığının suç değil, hekim ve yurttaşlık sorumluluğu olduğunu söylerken, “Tıbbi bir değerlendirmenin, nasıl olup da propaganda eylemi olarak yorumlandığını, akciğer hasarının nasıl bir propaganda etkisi olduğunu merak ediyorum” diye konuştu.

Kendisini hedef gösteren AKP yetkililerinden bahseden Fincancı, şöyle konuştu:

“Biz onlara bilimsel eleştiriler yaparken onlar bizi teröristlikle, vatan hainliğiyle ve daha çok yakışıksız ifadeyle suçladı.

“Ben teröristsem, hangi örgütten olduğumu merak ediyorum. Türkiye İnsan Halkları Vakfı mı? Filistinli Mahpuslar Derneği mi? İşkence Mağdurları için Uluslararası Rehabilitasyon Konseyi mi (IRTC)? Cumhurbaşkanı çıkıp benim hakkımda terörist diyebiliyor. Yargı mensupları nasıl ayrıksı düşünebilirler?

“Biz yeni yaşamlar filizlensin, yaşayanlar hayatlarını onurla devam ettirsin diye mücadele ediyoruz. Bunun da bir suç olduğunu düşünmüyorum ve beraat talep ediyorum.”

 

Avukatlar mahkeme heyetini reddetti

Fincancı’nın avukatları da hakimin duruşma salonunda sarfettiği bazı ifadeleri tekrar ederek, mahkemenin savcıyla birlikte talimat dahilinde hareket ettiği izlenimi uyandırdığını söyledi. “Bu mütalaada her şey hazırlanmış gibi, biz de burada küçük aktörler olarak beyanda bulunuyoruz.”

Fincancı’nın kimyasal silah iddiası karşısında etkili bir soruşturma istediği için yargılandığını tekrar eden avukatları, soruşturma süresinden bu yana devam eden hukuksuzluklar ve yürütülen karalama kampanyaları nedeniyle bu davanın objektif ve hakkaniyetli yürütüldüğüne inanmadıklarını söyledi. “Biz bugün buraya ceza vereceğinizi öngörerek geldik” diyen Avukat Eyüboğlu, bu nedenlerle mahkeme heyetini reddettiklerini beyan etti.

Reddi hakim talebinin ardından duruşmaya 20 dakika ara verildi.

 

Aranın ardından, mahkeme başkanı reddi hakim talebini “süresinde yapılmadığı ve duruşmayı uzatmak için yapıldığı gerekçesiyle” reddetti.

Fincancı’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi. Bir sonraki duruşma 11 Ocak 2023’te. Bu duruşmayı takip eden PEN Norveç, 11 Ocak 2023’te de duruşma salonunda hazır bulunacak.

Fincancı’ya yapılan hukuksal taciz durdurulsun!

Prof. Dr. Fincancı’nın Tutukluluğunun Devamına Karar Verildi

 

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı ve adli tıp uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur-Fincancı’nın “örgüt propagandası” suçlamasıyla yargılandığı davanın ilk duruşması bugün İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başladı.

 

Duruşmayı izlemek için çok sayıda gözlemci, siyasetçi, hekim ve hak savunucusu hazır bulundu. Korur Fincancı, mahkeme salonuna alkışlar eşliğinde girdi.

 

Yaklaşık 5 saat süren duruşmanın ardından mahkeme Korur Fincancı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 29 Aralık 2022 saat 10:30’da görülecek.

 

Korur Fincancı, Ekim 2022’de Avrupa’da yayın yapan Kürt televizyonu Medya Haber’de TSK’nin Irak Kürdistan Bölgesi’nde yürüttüğü askeri operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığı iddialarına ilişkin yayınlanan görüntüleri değerlendirmesinin ardından, önce sosyal medyada hedef gösterilmiş, ardından da tutuklanmıştı.

 

Savunmaya üç avukat sınırlaması

 

Çok sayıda hak savunucusu, hekimler, tabip odası başkanları, HDP ve CHP milletvekilleri, çeşitli sivil toplum ve siyasi parti temsilcilerinin yanısıra İstanbul, İzmir, Van, Diyarbakır baro başkanları, ABD, Almanya, Hollanda, İsviçre, Danimarka ve Avusturya konsolosluklarından temsilciler, uluslararası hak örgütlerinin temsilcileri de Korur Fincancı’ya destek vermek için adliyedeydi.

 

Korur Fincancı’yı savunmak için 800’ün üzerinde avukat mahkemeye yetki belgesi sundu. Hakim, darbe girişimi sonrasında kabul edilen ve sanığı sadece üç avukatın savunabileceğine dair kanuna dayanarak, duruşmada Korur Fincancı adına sadece üç avukatın savunma yapmasına karar verdi.

 

Duruşma gecikmeli olarak başlarken, salon küçük olduğu için aralarında gazeteciler, gözlemciler, hekimler ve tabip odaları başkanlarının da olduğu çok sayıda kişi mahkeme salonuna giremedi.

 

Avukatlar daha büyük bir salona geçilmesi için talepte bulundu. Ancak hakim, zaten sadece üç avukatın savunma yapabileceğini hatırlatarak, bu nedenle duruşmanın daha büyük bir salona alınmasına gerek olmadığını söyledi.

 

Korur Fincancı İstanbul’a kelepçeli getirildi

 

Mahkeme salonunda bulunan jandarmalar, Korur Fincancı ile avukatlar arasında etten bir duvar ördü. Avukatların bu konudaki itirazı reddedildi.

 

Mahkeme başkanının, sanığa “sen” diye hitap etmesi üzerine, avukatlar ve seyirciler tepki gösterdi. Mahkeme başkanı bu üslubunu “Ben nazik biri değilim” diyerek açıkladı.

 

Duruşma salonunda bulunan Milli Savunma Bakanlığı avukatı, davaya katılma talebinde bulundu. Suçtan zarar görmediği gerekçesiyle bu talep mahkemece reddedildi. Savunma avukatları da bu talebe tepki gösterdi.

 

Bu gerginliklerin ardından, Şebnem Korur Fincancı’nın beyanına geçildi. Ankara’daki Sincan cezaevinde tutulan Korur Fincancı, duruşma için İstanbul’a ring aracıyla getirildiğini ve 5 saatlik yol boyunca kelepçe ile bekletildiğini söyledi. Bu durumun insan haklarına ve adil yargılama koşullarına aykırı olduğunu belirtti.

 

Korur Fincancı: Görüntülerle ilgili tanıya ulaşabilmek için bağımsız soruşturma yapılmalıdır

 

Korur Fincancı, yaşadığı şu süreçte masumiyet karinesinin en başından beri ihlal edildiğini, hakkındaki tutuklama kararının avukatlarından önce basına servis edildiğini söyledi. İddianameye değinen Korur Fincancı, iddianameyi hazırlayan savcının adli tıp bilgisinin yetersiz olduğunu anlattı ve davaya konu olan sözlerini açıkladı:

 

“Videodaki belirtiler üzerine yaptığım ‘belli ki bir toksik/zehirli gaz kullanılmış durumda’ makul sonucuna ulaştığım tıbbi değerlendirme, bir ‘ön tanı’dır. Çünkü olay yerinde yapılacak inceleme, alınacak örneklerden yapılacak laboratuvar tetkikleri ve cenazelerin Minnesota Protokolü ışığında gerçekleştirilecek otopsileri ile etkili bir belgeleme ve olay yerinin iddia edilen olayla ilişkisi, bir kimyasal etken saptandığı koşulda bunun yasak silah olup olmadığı saptanabilir. Dolayısıyla etkili bir soruşturma olmadan sorumluların saptanması olanaklı değildir.

 

“O nedenle yayında belirttiğim tıbbi görüş bir ön tanıdır. Tanıya erişebilmek için de etkili ve bağımsız bir soruşturma ve belgeleme gerekmektedir.”

 

Avukatlar: Soruşturma sürecinde hiçbir gereklilik yerine getirilmedi

 

Ardından avukatlar Meriç Eyüboğlu, Gulan Çağın Kaleli ve Hülya Yıldırım beyanda bulundu. Avukatlar, davaya konu açıklamaların “örgüt propagandası” (TMK 7/2) suçlamasının koşullarını oluşturmadığını anlattı. Müvekkillerinin akademik ve bilimsel uzmanlık ve özgürlüğünü kullanarak yaptığı açıklamaların hedef gösterilmesinin ardından tutuklandığını söylediler. Soruşturma ve kovuşturma sürecinde hukuki hiçbir gerekliliğin yerine getirilmediğini belirttiler.

 

Eyüboğlu “Müvekkilim görünen görüntülerin toksik gaz olduğu izlenimi verdiğini ancak bunun anlaşılması için bağımsız heyetlerin yerinde ve varsa ölü bedenler üzerinde inceleme yapması gerektiğini söylüyor. Yerinde incelenmeden söz ediyor, durum böyleyken müvekkilimiz ne ile suçlanıyor anlayamıyoruz” diye konuştu.

 

Mahkeme: Adli tedbirin yetersiz kalacağı anlaşıldığından

 

Avukatların ardından mütalaasını açıklayan savcı, Korur Fincancı’ya “örgüt propagandası” suçundan üst sınırdan ceza verilmesini istedi.

 

Avukatlar, mütalaaya karşı söz alarak tutukluluğun devam etmesi için hiçbir hukuki gerekçe olmadığını açıkladı.

 

Korur Fincancı da “Tutuklu olmak çok zor ama bir insan hakları savunucusu için bulunmaz bir nimet. Biz hep cezaevlerinde inceleme talep ederiz ama izin verilmez. Dolayısıyla devletin kendi eliyle beni oraya koymuş olması kıymetli” diye konuştu.

 

Mahkeme heyeti, sanığa adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağı iddiasıyla tutukluluk halinin devamına karar verdi. Bir sonraki duruşma 29 Aralık 2022’de görülecek. Korur Fincancı önümüzdeki hafta görülecek bu duruşmaya kadar İstanbul’daki Bakırköy Kadın Cezaevi’nde tutulacak.